Gebelik, fiziksel engellilik ya da önemli kronik hastalıklar söz konusu olmadığı sürece herkes her sporu yapabilir.
Peki herhangi bir branşta inat edip çalışmayı sürdürürsek başarı muhakkak gelir mi?
Bu sorunun cevabı “başarı”yı nasıl tanımlanıdığınıza göre değişir.
Eğer “başarı”yı kendi sınırlarınızı aşmak, yapamam sandığınız şeyleri yapmak diye tanımlarsanız her branşta başarı elde edebilirsiniz.
Eğer “başarı”yı başkalarından daha yüksek performans göstermek, madalya almak ya da rekor kırmak olarak tanımlarsak burada genetik faktörler öyle bir avantaj sağlayabilir ki; antrenman, beslenme, yaşam koşulları gibi çevresel koşullar/kişisel gayret başarı için yetersiz kalabilir.
Burada hem ırksal, hem de cinsiyetler arası farklar çok belirgin olmaktadır. Ayrıca sportif başarıda avantaj sağladığı bilinen pek çok gen de tanımlanmıştır.
Elit düzey performans için gerekli olan çoğu özelliğin kalıtımı % 50'nin üzerinde, ancak % 100'ün altındadır, bu da çevrenin de önemli olduğu anlamına gelir.
Özetle durum şu: En üst düzey sportif başarıya sahip sporcular çok büyük oranda genetik olarak avantajlı kişiler arasından çıkmaktadır. Ancak genetik olarak avantajlı herkes başarılı olmamakta, onların da arasından en iyi antrenmanı yapan, en iyi beslenen, en çok çalışanları sıyrılarak bize isimlerini duyurmaktadır.
Elit düzey spor, insan türünün fiziki sınırlarını test etmesi, müthiş bir seyir zevki vermesi gibi pek çok açıdan çok heyecan verici olsa da, ben herkesin kendi kişisel başarısının peşinde koşmasından yanayım.
Herkese bol hareketli günler dilerim.
Comments